Anatomy of a Fall, yönetmenliğini ve senaristliğini Justine Triet’in üstlendiği 2023’e damga vuran filmlerden biri oldu. Altın Palmiye, En İyi Orijinal Senaryo Oscar ödülü, Bafta ödülleri derken bütün ödülleri sildi, süpürdü diyebiliriz. Açıkçası görece uzun film süresi gözümü korkuttuğu için izlemediğim bu film benim için de hakkını vermem gereken bir yapım oldu.
Anatomy of a Fall Film Konusu

Anatomy of a Fall, Fransız Alpleri’nde izole bir dağ evinde eşinin ölümünden sonra suçlu bulunup yargılanan bir kadının hikâyesini merkezine alır. Sandra adındaki yazar, görme engelli oğlunun tanıklığı ve toplumun ön yargılarıyla yüzleşirken, evliliğin kırılgan yapısı, annelik, kadın olmak ve gerçeğin çok katmanlı doğası üzerine çarpıcı bir psikolojik gerilim sunar. Film, bir düşüşün sadece fiziksel değil, duygusal ve sosyal boyutlarını da gözler önüne serer.
Anatomy of a Fall Film İncelemesi
Öncelikle filmin incelemesini parçalara bölmenin en doğru yöntem olacağını düşünüyorum. Çünkü yönetmenimiz Anatomy of a Fall’da bir düşüşün incelemesini yaparken oldukça katmanlı bir yapı kullanmış. Bu da filmden almamız ve anlamamız gereken çok şey olduğunu gösteriyor.
Toplumsal Önyargı ve Cinsiyet Rolleri

Bembeyaz karlı bir atmosferin, trajik bir düşüş ve kanla kirlenmesinin ardından büyük yüzleşmelerle, derin sırlarla ve belki de düşüşle o kadar da alakası olmayan konular ile karşılaşıyoruz. Yargıya taşınan bu düşüşün ardından film biraz tek mekan eksanına geçiş yapıyor.
Mahkeme sahnelerinde öncelikle hissettiğimiz şey toplumsal güç dengelerinin ve cinsiyet rollerinin yargıya nasıl sızdığı oluyor. Özellikle Sandra Hüller’in güçlü ve analitik karakteri üzerinden sistemin kadına bakışındaki önyargıları ortaya koyuyor. Filmde Sandra’nın daha önce bir kadınla ilişkisi olduğu bilgisinin savcı tarafından sorguya taşınması ve bunun Sandra’ya baskıcı ve bir açık yakalanmışçasına sorulması kadının cinsel geçmişinin siyasi ve ahlaki bir silah olarak kullanılması anlamına geldiğini düşündürdü bana. Femme ve queer ilişkilerinin mahkeme mekanizması içinde bir tür suç unsuru gibi ele alınması bana sessiz ama güçlü bir homofobi hissiyatı verdi. Mizojini ve homofobiyi iliklerimize kadar hissettik.
Yönetmenimizi burada Sandra’yı çoğunlukla sabit ve geniş açılarla göstermesi, onun sıkışmışlık hissini güçlendirdiğini düşünüyorum. Kadraj, Sandra’nın yalnızlığı ve “herkesin onu yargıladığı” atmosferini bana çok geçirdi.
Çapraz kamera açıları ile özellikle savcı ve Sandra arasında çatışmanın ve sorgulamanın aslında cinsel yönelim ya da anne-rolü gibi kişisel alanlara saldırı olduğunu gayet iyi hissettirmiş.
Fransızca ve Dilsel Dayatma

Fransız mahkemesinde yabancı bir karakterin ana dilini tam olarak konuşamamasının, adaletle olan ilişkisini etkilediğini, hatta manipülasyona uğradığın hissettiriyor. Zaten yönetmenimizin Triet’in de açıklamaları bu yönde. Burada güçlü bir faşizm eleştirisi var diyemem ancak Sandra’nın sıkışmışlığını dil üzerinden daha da rahatsız edici ve güçlü hissettirildiğini düşünüyorum. Anadillere saygı duymayan adalet sisteminin alttan alta eleştirildiği de oldukça aşikar.
Anatomy of a Fall Bize Ne Anlatmak istiyor?

Yapım, bir düşüşün anatomisini değil, toplumun kadına, queer kimliklere ve yabancılara karşı geliştirdiği sistematik baskıların anatomisini sunuyor. Bunu yaparken güçlü diyaloglar, anlatıya uygun kamera açıları ile bizi hikayenin aslında jürisi konumuna getiriyor. Sandra kocasını itti mi, yoksa o mu düştü? Ancak Anatomy of a Fall bu soruya net bir yanıt sunmak yerine, bizi bilmenin sınırları ile baş başa bırakıyor. Kuşku derinleşirken, Her tanık ifadesi, her delil, hakikate yaklaşmaktan çok, onu daha da bulanıklaştırıyor.
Zaten burada önemli olan bilmek değil anlamak. Anıların parçalanmışlığı, görme yetisini kaybetmiş bir oğul üzerinden görmesek de yargılayabileceğimizin ve bilebileceğimizi gösteriyor.
Film boyunca bir “düşüş”ü anlamaya çalışırız. Ama sonunda fark ederiz ki, bu sadece Samuel’in fiziksel bir düşüşü değil, Sandra’nın yargılandığı sosyal bir düşüştür. Bu bağlamda film, bireyin sistem, aile, toplum ve kendi vicdanı karşısında ne kadar yalnız ve kırılgan olduğunu gösterir.
Anatomy of a Fall – Sonuç

Ben uzun filmlere özellikle gizem odaklıysa hep mesafeli davranırım ama Anatomy of a Fall benim bu yargımı çok güzel kırdı. Belki burada mahkeme odaklı filmleri sevmemin de etkisi olabilir ancak çok güçlü bir anlatısı olan bir yapım. Gizem film boyunca sürse de bir noktadan sonra gizemden kopup anlattığı diğer meseleleri düşünmeye itiyor sizi burada da görüyoruz ki güçlü bir senaryo ve yönetmenlik size istediği şeyi yaptırabilir. Anatomy of a Fall son zamanlarda izlediğim en kaliteli yapımlardan biri olarak aklımda kalacak.
Yorum yap